Sıla Dizisi

Sunday, December 17, 2006

Bu şarkı Doğu’nun sesi olsun istedik...

ATV’nin reyting rekorları kıran dizisi Sıla ile son günlerde yeniden gündeme gelen töre cinayetleri; yeni bir rock grubunun, Efsun’un da bir numaralı gündemi... Grup, albümlerine adını veren Duy Sesimi adlı parçanın kendilerinden bağımsız olarak Doğu’nun sesi olmasını istiyor. İki yıl önce kurulan Efsun, bugüne kadar başta Hayal Kahvesi olmak üzere birçok mekanda sahne alarak, kemikleşmiş bir hayran kitlesine sahip bir grup. İngilizce ve Türkçe cover’ların yanı sıra, iki yıldan bu yana sahnede kendi parçalarını da okuyan Efsun, şarkılarını nihayet altında kendi imzalarının bulunduğu bir albümde toplamış olmaktan dolayı mutlu... Duy Sesimi adını taşıyan albüm, kapak fotoğrafı ile ağır bir rock müzik hissi verse de, şarkılarda incelikle bir araya getirilen Batı Doğu sentezi son derece etkileyici...

Elektro gitarın kanun ve vurmalı çalgılarla birleştiği albümün en dikkat çeken parçası ise, albüme adını veren ve töre cinayetlerini ele alan Duy Sesimi adlı parça... Taş plak kayıtlarından Özdemir Erdoğan’a; Behiye Aksoy’dan Radiohead’e; Jimi Hendrix’den Ümit Besen’e kadar çok çeşitli isimleri dinleyen grup, bunun zihinlerini ve müziklerini geliştirme amaçlı olduğunu söylüyor..

Efsun grubu nasıl ve ne zaman kuruldu?

Gülay Boyalar: Efsun iki sene önce Özer ve benim tarafımdan kurulan ve altı kişiden oluşan bir grup. Grubun kare ası gitar, davul, bas ve vokal. Ama bunun yanı sıra müziğimize farklı bir tat katan kanun ve perküsyon eşlik ediyor bize.

Özer Dönerkaya: Gülay ile yaklaşık 6-7 yıl önce tanıştık, Kemancı’da Pandora adlı bir grubumuz vardı. Hayal Kahvesi, Old City gibi çeşitli mekanlarda çaldık. O dönem dedik ki, cover projelerinden biraz uzaklaşalım, kendi bestelerimizi çalalım.

Efsun Farsça’da büyü anlamına geliyor. Müziğiniz de bu isim kadar büyülü mü sizce?

Gülay B.: Sanatın kendi içinde bir büyüsü olması gerek, olmazsa seyircisiyle ilişkiye geçemez. Biz o büyüyü oluşturduğumuzu hissediyoıruz. Müziğimiz yerel tatlarla birleşince, bu isimle örtüştü.

Grubun vokalisiniz. Ses eğitimiminiz var mı?

Gülay B.: Ses eğitimim var ama sesimi kullanmak için şan piano eğitimi almadım. Bizim ekolümüzdeki insanlar alaylıdır; dünyada da bu böyledir. Pearl Jam’in solisti de konservatuvarlı değil. Farklı bir ekoldür ve gereği konservatuvar dışıdır. İfade tarzı da, kendini ortaya koyuş biçimi de daha alaylıdır.

Albüme adını veren parça Duy Sesimi. Ve bu parça töre cinayetlerini ele alıyor...

Gülay B.: Bu bizim ilk albümümüz ve sesimiz duyulsun anlamına da geliyor. Ama aynı zamanda bu önemli bir parça. Şarkı, töre cinayetlerine adanmış ve onların sesinin duyulmasıyla ilgili. Hem bizim hem onların sesi duyulsa fena olmaz diye düşündük.

Töre cinayetleriyle ilgili bir şarkı yazmanızın nedeni ne?

Gülay B.: Bir haberden etkilendim. Özel olarak buna duyarlı olmak diye bir şey yok; özellikle de sanatsal bir iş yapıyorsanız. Yakın çevremde buna dair bir olay yaşanmadı. Tam da bu yüzden yapmam gerektiğini düşündüm. Onların sesi çıkmıyorsa, onların sesi olmamız bir sorumluluk. Bu şarkının, konuyla ilgili projelerde kullanıma açık olmasını istiyoruz. Efsun projesinden bağımsız, kendi başına da hareket edebilsin...

Nasıl bir parça?

Gülay B.: Onlardan birinin ağzından yazıldı. Herhangi bir orkestrasyon yok parçada. Hatta bir klip yaparsak biz bile arada olmayabiliriz bence.

Efsun’u gelecekte nerede görüyorsunuz?

Gülay B.: Sahnelerde ve turnelerde görmek istiyoruz Efsun’u. İki tane klip parçası üzerine kurulmuş bir albüm yapmadık. Senfonik duygusu olan; kendi içinde bir hikayesi olan bir albümdür bu.

Yaptığınız müziği nasıl adlandırıyorsunuz?

Gülay B.: Biz İstanbul’un sesi diyoruz. Köklerimiz rock, duruşumuz alternatif. Ama ne duyuyor ve hissediyorsak bir kulvara ait olmadan duruşumuzu ifade etmek istedik.

İlk klibi de radyolarda çalmaya başlayan Rüya’ya mı çektiniz?

Gülay B.: Evet ama ben klipten çok radyolarda dönsün istiyorum. Müziğimizin rock mı, değil mi gibi tartışmalardan arınarak, önyargısız dinlenmesini istiyorum. Bazı insanların imajları yaptığı şeyleri kuvvetlendirir; ben müziğimizin bizden daha kuvvetli olduğunu düşünüyorum.